Savaşsız bir Dünya’da, barış içinde yaşamak bir haktır
Bilindiği üzere; Almanya'nın 1939 yılında Polonya'yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşı'nı başlattığı tarih olan 1 Eylül Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Barış Günü” olarak ilan etmiştir
Savaş korkusundan uzak, huzur ve güvenlik içinde ve onurlu bir şekilde yaşamak, insanların en temel gereksinimlerinden biridir. Bu nedenle “barış hakkı” da artık temel bir insan hakkı olarak kabul edilmektedir. Birleşmiş Milletler (BM) Örgütünün Kuruluş Antlaşması ve temel belgelerine göre de, uluslararası toplumun temel amaç ve görevi; dünyada ve toplumlar arasında barış ve güvenliği sağlamaktır.
Her ne kadar; barış ve güvenlik hakkı uluslararası metinlerde güvence altına alınmış ise de; dünyada savaşların önü alınamamaktadır. Yanı başımızda 10 yılı aşkın süredir devam eden Suriye iç savaşı ve Afganistan’da 20 yıl süren iç savaşın sonuçları bir kez daha göstermiştir ki; savaşın etkileri sadece savaşın yaşandığı ülke ile sınırlı kalmamakta, tüm dünya bu insani dramlardan etkilenmektedir. Kısacası; Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan bir insan barış ve güvenlik içinde yaşamıyorsa, dünya kimse için barış ve güven barındıran bir yer değildir. Bu nedenle dünyanın neresinde olursa olsun, savaşın tarafları kimler olursa olsun bizler barışı haykırmalıyız.
Ayrıca; bireysel silahlanmanın oldukça yüksek oranlara ulaşmış olması da toplumsal ve bireysel güvenliği tehlikeye sokan bir durumdur. Dünya sathında dolaşım hâlinde bulunan silahların yüzde 74’ünün sivillere ait olduğu verisi, sivillerin elinde ordulardan daha fazla silah olduğunu göstermektedir.
Sanatçı Aram Tigran’ın bu sözüne katılmamak elde değil. Dünyaya bir daha gelirsem, ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım.”
Savaşsız, silahsız bir dünya dileğiyle, Dünya Barış Günümüz kutlu olsun.